Disbiyozis Nedir ve Probiyotiklerle Nasıl Düzeltilir?

Disbiyozis Nedir ve Probiyotiklerle Nasıl Düzeltilir?

Disbiyozis Nedir?

Bağırsak Florası ve Mikrobiyota

Bağırsak mikrobiyotası, insan vücudunda yaşayan trilyonlarca mikroorganizmayı kapsar ve vücut sağlığının korunmasında kritik bir rol oynar. Bağırsak florası, sindirimden bağışıklık sistemine kadar pek çok işlevi yerine getirir. Sağlıklı bir mikrobiyota, bağışıklık sistemi üzerinde koruyucu bir etkiye sahiptir ve çeşitli hastalıkların yönetimine yardımcı olur. (1)

Disbiyozis Tanımı

Disbiyozis, bağırsak mikrobiyotasındaki yararlı ve zararlı mikroorganizmalar arasındaki dengesizlik olarak tanımlanır. Bu dengesizlik, birçok kronik hastalık için zemin hazırlayabilir ve bağırsak geçirgenliğinde artışa neden olabilir. Sağlıklı bir bağırsak florasının korunması, genel sağlığın sürdürülmesinde önemlidir. (2)

Disbiyozisin Belirtileri Nelerdir?

Disbiyozis, birçok farklı sağlık sorununu tetikleyebilir. Bu durumun belirtileri arasında sindirim sorunları, bağışıklık sistemi bozuklukları ve cilt ile mental sağlık sorunları bulunmaktadır. Bağırsak mikrobiyotasının bozulması, vücudun genel işleyişini doğrudan etkileyerek geniş bir yelpazede belirtilere neden olabilir. (2)

Sindirim Sorunları

Disbiyozis, sindirim sisteminde de yaygın sorunlara yol açar. Kabızlık, ishal, gaz ve şişkinlik gibi problemler disbiyozis kaynaklı olabilir. Mikrobiyota dengesinin bozulması, bağırsak geçirgenliğinin artmasına ve sindirim sisteminde çeşitli rahatsızlıklara neden olur. (3)

Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler

Bağırsak mikrobiyotası, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Disbiyozis, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasını düşürebilir. Bu dengesizlik, otoimmün hastalıkların riskini de artırabilir. (4)

Cilt ve Mental Sağlıkla İlişkili Sorunlar

Disbiyozisin akne, egzama gibi cilt sorunlarına ve stres, depresyon gibi mental sağlık sorunlarına neden olabileceği gösterilmiştir. Bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmalar, hem cilt sağlığını hem de beyin fonksiyonlarını etkileyebilir. (5)

Disbiyozis Neden Oluşur?

Disbiyozisin çeşitli nedenleri vardır ve bunlar bağırsak mikrobiyotasının dengesini bozar. Yanlış beslenme, antibiyotik kullanımı, stres ve yaşam tarzı gibi faktörler, disbiyozise neden olabilecek başlıca etkenlerdir. (6) 

Yanlış Beslenme

Fast food ve işlenmiş gıdalar, genellikle yüksek oranda yağ, şeker ve rafine karbonhidrat içerir. Bu tür besinler, bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyerek yararlı bakterilerin azalmasına ve zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olur. Lif açısından yetersiz bir diyet de mikrobiyota dengesini bozabilir çünkü lif, yararlı bakterilerin beslenmesini sağlayan önemli bir prebiyotiktir. Yeterli lif alımı olmadan, yararlı bakteriler aç kalır ve zararlı bakteriler bağırsakta daha fazla artış gösterebilir. (7)

Yetersiz Lif Alımı: Lif, bağırsak bakterileri için ana besin kaynağıdır. Lif açısından zengin besinler (örneğin sebzeler, tam tahıllar ve meyveler), bağırsaktaki yararlı bakterilerin çoğalmasını desteklerken, lif açısından yoksul beslenme disbiyozise yol açabilir. Araştırmalar, düşük lifli diyetlerin yararlı bakterilerin sayısını azaltıp zararlı bakterilerin çoğalmasına izin verdiğini göstermektedir​. (8)

Fast Food ve İşlenmiş Gıdalar: Fast food tüketimi, bağırsak mikrobiyotasını hızlı bir şekilde olumsuz etkileyebilir. Yapılan çalışmalar, işlenmiş gıdaların bağırsak mikrobiyotasında disbiyozise neden olabileceğini ve bunun iltihaplanma, obezite ve metabolik hastalıkların görülme riskini artırdığını göstermiştir​. Ayrıca, işlenmiş gıdalarda kullanılan katkı maddelerinin de mikrobiyota dengesini bozabileceği rapor edilmiştir. (9)

Şeker ve Yağ İçeriği Yüksek Gıdalar: Rafine şeker ve doymuş yağ oranı yüksek gıdalar, bağırsak mikrobiyotasındaki yararlı bakterilerin azalmasına neden olabilir. Özellikle, bu tür diyetlerin bağırsakta Firmicutes ve Bacteroidetes oranını değiştirdiği, bunun da obezite ve metabolik sendromla ilişkilendirildiği bulunmuştur​. (10)

Antibiyotik Kullanımı

Kontrolsüz ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı, disbiyozisin başlıca nedenlerinden biridir. Antibiyotikler, enfeksiyonları tedavi ederken zararlı bakterilerle birlikte yararlı bakterileri de yok eder. Bu durum, bağırsak mikrobiyotasında ciddi bir dengesizliğe neden olabilir. Özellikle geniş spektrumlu antibiyotiklerin uzun süreli ve gereksiz kullanımı, bağırsak florasındaki yararlı mikroorganizmaların kalıcı şekilde azalmasına yol açarak, disbiyozis riskini artırır. Gereksiz antibiyotik kullanımı, aynı zamanda antibiyotik direncinin gelişmesine ve uzun vadede enfeksiyonların daha zor tedavi edilmesine neden olabilir. Bu nedenle, antibiyotiklerin yalnızca doktor gözetiminde ve gerçekten gerekli durumlarda kullanılması büyük önem taşır. (11)

Stres ve Yaşam Tarzı

Kronik stres, uykusuzluk ve hareketsiz bir yaşam tarzı, bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyebilir. Stres hormonları, bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla mikrobiyotada değişikliklere yol açarak disbiyozisi tetikleyebilir. Ayrıca, fiziksel aktivitenin azlığı bağırsak mikrobiyotası üzerinde negatif bir etki yaratabilir. (2)

Disbiyozis Tedavisinde Probiyotiklerin Rolü

Disbiyozis, bağırsak mikrobiyotasındaki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkar ve probiyotikler bu dengenin yeniden sağlanmasında kritik bir rol oynar. Probiyotikler, bağırsakta yararlı mikroorganizmaların sayısını artırarak zararlı bakterileri baskılar ve mikrobiyotayı dengelemeye yardımcı olur. (12)

Probiyotik Nedir?

Probiyotikler, yeterli miktarda alındığında bağırsak sağlığına fayda sağlayan canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan tanımlamaya göre, probiyotikler insan sağlığını iyileştirebilecek nitelikteki canlı mikroorganizmalardır​. (13)

Probiyotikler, özellikle bağırsak mikrobiyotasında yararlı bakterilerin sayısını artırarak, zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını kontrol altına alır. En yaygın probiyotik türleri arasında Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri yer alır. Bu bakteriler, laktik asit üreterek bağırsaktaki pH seviyesini düşürür, bu da zararlı bakterilerin gelişimini engeller​. (2)

Probiyotiklerin Faydaları:

Sindirimi İyileştirme: Probiyotikler, sindirim sistemindeki yararlı bakterilerin sayısını artırarak sindirim sürecini destekler. Özellikle laktik asit bakterileri, laktaz enzim aktivitesini artırarak laktoz intoleransı olan bireylerde sindirimi kolaylaştırabilir​. (14)

Bağırsak Enflamasyonunu Azaltma: Probiyotiklerin kullanımı, bağırsak duvarında inflamatuar tepkileri düzenleyerek kronik bağırsak hastalıkları (örneğin, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit) gibi durumların semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir. (12)

Bağışıklık Sistemini Destekleme: Probiyotiklerin, bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivitesini artırarak enfeksiyonlara karşı koruyucu bir etki sağladığı bulunmuştur. Özellikle bağırsaktaki Bifidobacterium türleri, bağışıklık sisteminin dengelenmesine katkıda bulunur ve patojenlere karşı koruyucu bir bariyer sağlar​. (15)

Zararlı Bakterileri Baskılama: Probiyotikler, bağırsaktaki zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyen maddeler (örneğin, bakteri türlerine spesifik antimikrobiyal peptidler) üreterek bağırsak florasının dengesini korumaya yardımcı olur. Bu mekanizma, bağırsak sağlığının desteklenmesi ve patojenik enfeksiyonların azalmasında önemli bir rol oynar​. (12)

Disbiyozisi Düzeltmek İçin Hangi Probiyotikler Kullanılmalı?

Disbiyozisi düzeltmek için en etkili probiyotik türleri arasında Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri bulunmaktadır. Bu probiyotikler, bağırsaktaki zararlı bakterilerin sayısını azaltarak faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olur. Ayrıca, Akkermansia muciniphila gibi probiyotik özellikli bakteriler de bağırsak mukozasını koruyarak bağırsak bariyerinin sağlam kalmasına destek olur. Özellikle Akkermansia muciniphila, bağırsak bariyer fonksiyonunu iyileştirerek enflamasyonu azaltır ve metabolik sağlık için olumlu etkiler sunabilir. (16)

Probiyotiklerin Bağırsak Florasını Yeniden Dengelemesi

Probiyotikler, bağırsaktaki zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyerek ve yararlı bakterilerin sayısını artırarak bağırsak florasını yeniden dengelemeye yardımcı olur. Probiyotikler, bağırsakta laktik asit ve kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) üretir, bu da pH seviyesini düşürerek patojen bakterilerin büyümesini engeller. Aynı zamanda, bağırsak mukozasını güçlendirerek zararlı maddelerin kana geçişini azaltır. (17)

Akkermansia muciniphila, bağırsak mukozasının kalınlığını artırmaya bu sayede bağırsak geçirgenliğini azaltarak iltihaplanmanın hafifletilmesinde yardımcı olabilir. Bu mekanizmalar sayesinde probiyotikler, disbiyozis sonucu bozulan bağırsak mikrobiyotasını dengeleyebilir ve sindirim sistemi başta olmak üzere genel sağlığı iyileştirebilir. (18)

Disbiyozis İçin Doğru Probiyotik Takviyesi Seçimi

Disbiyozis tedavisinde doğru probiyotik takviyesini seçmek, bağırsak sağlığını yeniden dengelemek için önemli bir adımdır. Bağırsak mikrobiyotasındaki dengenin bozulması, sindirim sorunlarından bağışıklık sistemi zayıflığına kadar çeşitli olumsuzluklara yol açabilir. Bu nedenle, doğru probiyotik takviyesini seçmek, disbiyozisin düzeltilmesi ve genel sağlık için büyük önem taşır. (19)

Probiyotik Takviyesi Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Pek çok çeşit probiyotik takviyesi mevcuttur, bu yüzden doğru seçimi yapmak sağlığınız için kritik önem taşır. İhtiyaçlarınıza uygun olan probiyotik takviyesini seçerken aşağıdaki faktörlere dikkat etmek, etkinliği artıracaktır:

Tür Çeşitliliği: Farklı probiyotik türleri, bağırsak sağlığına farklı şekillerde fayda sağlar. Lactobacillus, Bifidobacterium, ve Akkermansia muciniphila gibi türler, sindirim sistemi sağlığını desteklerken bağırsak bariyerini destekleyebilir. Bu nedenle, birbiriyle uyumlu ve bütünsel mikrobiyotayı destekleyen probiyotik türlerini içeren takviyeler tercih edilmelidir. Araştırmalar, farklı türlerin bir arada kullanımının bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini artırarak disbiyozisin önlenmesine yardımcı olabileceğini göstermektedir​. (20)

Prebiyotik İçeriği: Probiyotiklerin etkinliğini artırmak için, prebiyotiklerle zenginleştirilmiş ürünler tercih edilmelidir. Prebiyotikler, probiyotiklerin bağırsakta çoğalmasını destekleyen liflerdir. Prebiyotiklerin, probiyotik bakterilerin hayatta kalma süresini uzatarak bağırsak sağlığını desteklediği gösterilmiştir. (21)

Koloni Oluşturan Birimler (KOB'lar): KOB, probiyotik takviyelerdeki canlı bakteri sayısını belirtir. Yüksek KOB sayıları, daha fazla canlı bakteri içerdiği için tercih edilirken, yapılan araştırmalar, probiyotiklerin sayısından ziyade ürettikleri biyolojik aktif bileşiklerin önemini vurgulamaktadır. Örneğin, probiyotiklerin ürettiği kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) gibi metabolitler, bağırsak sağlığı üzerinde doğrudan olumlu etkilere sahiptir.  Bu nedenle, probiyotik seçerken sadece KOB sayısına değil, ürettikleri metabolitlerin kalitesine ve çeşitliliğine dikkat edilmelidir. (22)

Birbiriyle Uyumlu Çalışan Bakterilerin Önemi: Bazı probiyotik formüller, birbiriyle sinerjik etki gösteren farklı probiyotik türlerini içerir. Bu tür sinerjik formüller, bağırsak sağlığına katkıda bulunurken disbiyozisin düzeltilmesinde daha etkili olabilir. Örneğin, Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin birlikte kullanımı, sindirim sağlığını desteklemede ve patojen bakterilerin büyümesini engellemede daha etkili olabilir​. (23)

Kalite ve Güvenlik: Probiyotik takviyeleri seçerken, iyi üretim uygulamalarına (GMP) uygun olarak üretilmiş ve bağımsız laboratuvar testlerinden geçmiş ürünleri tercih etmek önemlidir. Bu, ürünün içeriğinin doğruluğunu ve güvenliğini sağlar (FDA, 2023). Ayrıca, ürünlerin saklama koşullarının uygun olup olmadığını ve son kullanma tarihine dikkat etmek, probiyotiklerin etkinliğini korumak açısından önemlidir.  (24)

Akkermansia muciniphila’nın Disbiyozis Üzerindeki Etkileri

Akkermansia muciniphila, bağırsak mikrobiyotasının önemli bir üyesidir ve özellikle disbiyozis üzerinde dengeleyici bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Bu bakteri, bağırsak mukus tabakasını tüketerek büyür ve bu süreçte mukus üretimini teşvik eder. Bu da bağırsak bariyerinin korunmasına, geçirgenliğin azalmasına ve inflamasyonun önlenmesine katkıda bulunur.

Akkermansia muciniphila'nın disbiyozis üzerindeki etkileri:

Bağırsak Bariyerini Güçlendirme: Akkermansia, bağırsak mukozasının kalınlığını artırarak, bağırsak geçirgenliğini azaltır. Bu, “sızdıran bağırsak” olarak bilinen durumun önlenmesine yardımcı olur. Sağlam bir bağırsak bariyeri, patojenlerin ve toksik maddelerin kan dolaşımına geçişini engeller, bu da inflamasyonu azaltır ve bağırsak sağlığını destekler​.

Enflamasyonun Azaltılması: Yapılan çalışmalara göre, Akkermansia seviyeleri düşük olan kişilerde, özellikle obezite ve tip 2 diyabet gibi metabolik bozuklukların daha yaygın olduğu bulunmuştur. Akkermansia, inflamatuar süreçleri düzenleyerek bağırsak içindeki düşük dereceli kronik inflamasyonu hafifletebilir. Bu etkisiyle, disbiyozisin yol açabileceği metabolik bozuklukların düzeltilmesine katkı sağlar​.

Probiyotik Özellikleri: Son araştırmalar, Akkermansia muciniphila'nın probiyotik olarak kullanılabileceğini ve disbiyozis tedavisinde potansiyel faydaları olduğunu öne sürmektedir. Fare modellerinde yapılan çalışmalarda, Akkermansia takviyesinin bağırsak mikrobiyotasını düzenlediği ve metabolik parametreleri iyileştirdiği gösterilmiştir​.

Kısa Zincirli Yağ Asitlerinin (SCFA) Üretimi: Akkermansia muciniphila, bağırsakta bulunan lifleri fermente ederek kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) üretir. Bu asitler, bağırsakta anti-inflamatuar bir etki yaratarak bağırsak sağlığını destekler. SCFA'lar, bağırsak hücreleri için enerji kaynağı olarak kullanılır ve bağırsak bariyer fonksiyonlarının iyileştirilmesinde rol oynar​. (25)

Disbiyozisi Önlemek İçin Beslenme ve Yaşam Tarzı Önerileri

Probiyotik Açıdan Zengin Gıdalar

Probiyotikler, bağırsak mikrobiyotasını dengelemek ve disbiyozisi önlemek için önemli bir besin grubudur. Doğal probiyotik içeren gıdalar, bağırsak sağlığını destekleyerek yararlı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olabilir. (26)

Sirke: Fermente elma sirkesi, bağırsaktaki yararlı bakterilerin çoğalmasını destekleyen asetik asit içerir. Doğal olarak fermente edilmiş sirke, bağırsak pH seviyesini dengeleyerek zararlı bakterilerin büyümesini engelleyebilir. Düzenli olarak tüketilen az miktarda sirke, sindirimi iyileştirebilir​. (27)

Lahana Turşusu: Lahana turşusu, Lactobacillus gibi yararlı probiyotik bakteriler açısından zengindir. Fermente sürecinde doğal olarak oluşan bu bakteriler, bağırsaktaki yararlı mikroorganizmaların sayısını artırarak mikrobiyotanın dengesini korur. Lahana turşusu, aynı zamanda bağırsak sağlığını destekleyen C vitamini ve lif açısından da zengindir​. (28)

Prebiyotiklerin Önemi

Prebiyotikler, sindirilemeyen karbonhidratlar olarak bağırsaklardaki yararlı bakterilerin, yani probiyotiklerin, büyümesini ve aktivitesini destekler. Prebiyotikler, bağırsak florasını dengede tutarak, sağlıklı bir sindirim sistemi için zemin hazırlar. Probiyotiklerin işlevlerini etkili bir şekilde yerine getirebilmeleri için uygun bir ortam gereklidir ve prebiyotikler bu ortamın oluşmasına katkıda bulunur. Bağırsak sağlığı, bağışıklık sistemini desteklemeden kilo kontrolüne kadar birçok sağlık yararını içerdiği için prebiyotik tüketimi büyük önem taşır. Lif açısından zengin besinler; prebiyotik açısından zengin gıdalar arasında yer alır. (21)

Sağlıklı Yaşam Tarzı Alışkanlıkları

Sağlıklı bir bağırsak florası için beslenme çok önemli olsa da tek başına yeterli olmayabilir. Stresi yönetmek, yeterli ve kaliteli uyku almak ve aktif bir yaşam tarzını benimsemek de son derece önemlidir. Kronik stres, bağırsak florasının dengesini bozarak "disbiyozis" adı verilen bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durum, zararlı bakterilerin artışına yol açabilir. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite sindirimi destekler ve bağırsak hareketlerini iyileştirir. Yeterli uyku da, bağırsak florası ile beyin arasındaki bağlantıyı destekler ve genel sağlığı olumlu etkiler. Bu nedenle, stres yönetimi, uyku düzeni ve egzersiz, bağırsak sağlığını korumada kritik rol oynar.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Probiyotikler Disbiyozisi Nasıl Düzeltir?

Probiyotikler, bağırsak florasında dengesiz hale gelen zararlı bakterilerin sayısını azaltarak yararlı bakterileri artırır. Bu şekilde bağırsak mikrobiyotasını yeniden dengeye getirir ve disbiyozisi düzeltebilir. (29)

Disbiyozis Neye Sebep Olur?

Disbiyozis, bağırsak florasındaki dengenin bozulmasıdır ve sindirim sorunları, şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi belirtilere yol açabilir. Ayrıca, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve metabolik bozukluklara da neden olabilir. (30)

Disbiyozisi Önlemek İçin Ne Yapmalı?

Disbiyozisi önlemek için lif açısından zengin bir diyet, prebiyotik ve probiyotik tüketimi, düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stres yönetimi önerilir. Ayrıca aşırı antibiyotik kullanımından kaçınmak önemlidir. (2)

Disbiyozis Sindirim Sistemini Nasıl Etkiler?

Disbiyozis, sindirim sistemi üzerinde gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, bağırsak geçirgenliğinin artmasına (sızdıran bağırsak) yol açabilir. (31)

Disbiyozis Bağışıklık Sistemini Nasıl Etkiler?

Disbiyozis, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bağırsak florasındaki dengesizlik, vücudun enfeksiyonlara karşı direncini azaltabilir ve otoimmün hastalıklara yatkınlığı artırabilir. (32)

Disbiyozis Kronik Olabilir Mi?

Evet, disbiyozis kronik hale gelebilir. Özellikle kötü beslenme, stres ve uzun süreli antibiyotik kullanımı gibi faktörler devam ederse, bağırsak mikrobiyotasındaki bozukluk uzun süreli olabilir. (33)

Disbiyozis İçin Hangi Probiyotikler Kullanılmalı?
Disbiyozis için en yaygın kullanılan probiyotikler, Lactobacillus ve Bifidobacterium türleridir. Bu türler bağırsak florasını dengeler ve disbiyozisten kaynaklanan semptomları hafifletebilir. Ayrıca Akkermansia muciniphila içeren probiyotik ürünler de bağırsak bariyerinin sıkı bağlantı artışına destek olur. (34)

Disbiyozisin En Yaygın Nedeni Nedir?
Disbiyozisin en yaygın nedenleri arasında kötü beslenme, stres, aşırı antibiyotik veya ilaç kullanımı, yetersiz uyku ve sedanter yaşam tarzı yer alır. Bu faktörler, bağırsaktaki yararlı ve zararlı bakteriler arasındaki dengeyi bozarak disbiyozise yol açabilir. Modern yaşamın getirdiği bu tür alışkanlıklar, bağırsak florasında olumsuz değişikliklere sebep olabilir. (2)

 


Sorumluluk reddi: Bu bilgiler yalnızca eğitim amaçlıdır ve tıbbi tavsiye olarak kabul edilmemelidir. Kişiselleştirilmiş rehberlik için bir sağlık uzmanına danışın.
San Francisco, California, USA
Ali R. AKIN

Kaynakça; 

1-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2022.999001/full
2-https://www.frontiersin.org/journals/endocrinology/articles/10.3389/fendo.2021.667066/full
3-https://www.frontiersin.org/journals/immunology/articles/10.3389/fimmu.2021.673708/full
4-https://www.frontiersin.org/journals/immunology/articles/10.3389/fimmu.2022.906258/full
5-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2015.01050/full
6-https://www.frontiersin.org/journals/cellular-and-infection-microbiology/articles/10.3389/fcimb.2023.1157918/full
7-https://www.frontiersin.org/journals/nutrition/articles/10.3389/fnut.2021.644138/full
8-https://www.cell.com/cell-host-microbe/fulltext/S1931-3128(18)30266-X
9-https://www.nature.com/articles/nature14232
10-https://journals.lww.com/co-clinicalnutrition/fulltext/2015/09000/influence_of_high_fat_diet_on_gut_microbiota__a.16.aspx
11-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2015.01543/full
12-https://www.cambridge.org/core/journals/british-journal-of-nutrition/article/linking-the-gut-microbiota-to-human-health/980303008B0F0350B6217EDA13D6449A
13-https://www.bmj.com/content/361/bmj.k2179
14-https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/nbu.12334
15-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2022.999001/full
16-https://www.nature.com/articles/nrgastro.2014.66
17-https://academic.oup.com/jaoac/article-abstract/95/1/50/5655139
18-https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/19490976.2022.2078619#abstract
19-https://bmjopen.bmj.com/content/4/8/e005047
20-https://www.cghjournal.org/article/S1542-3565(18)31019-X/fulltext
21-https://www.mdpi.com/2072-6643/5/4/1417
22-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2023.1304621/full
23-https://www.mdpi.com/2079-7737/10/4/322
24-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2023.1272754/full
25-https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8726741/
26-https://www.mdpi.com/2076-3417/11/23/11204
27-https://www.frontiersin.org/journals/nutrition/articles/10.3389/fnut.2023.1142517/full
28-https://www.mdpi.com/2072-6643/14/7/1527
29-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2020.562048/full
30-https://www.frontiersin.org/journals/microbiology/articles/10.3389/fmicb.2020.604462/full
31-https://www.frontiersin.org/journals/immunology/articles/10.3389/fimmu.2024.1347901/full
32-https://www.mdpi.com/1422-0067/25/17/9715
33-https://www.mdpi.com/1422-0067/24/4/3074
34-https://www.mdpi.com/2072-6643/13/8/2674


 

Etiketler: Probiyotik, Akkermansia, Disbiyozis
Ekim 30, 2024
Tüm bloglara dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.